Menu Right

Top Social Icons

Slider Area 1

Slider Area 2

Slider Area 3

Responsive Full Width Ad

Left Sidebar
Left Sidebar
Featured News
Right Sidebar
Right Sidebar

Category 3

Category 4

Latest Updates

Category 5

Category 6

Category 8

Category 9

Category 10

Category 11

Category 12

Category 13

Category 14

Rüştü Paşa - Ah O Yemen'dir (Yemen Hatıratı) Pdf E-kitap indir



Elinizdeki kitap, Rüştü Paşanın 1327 (1911) yılında İstanbul Mat-baa-i Osmaniyede basılmış olan Yemen Hatırası adlı kitabının sadeleştirilerek Osmanlıcadan günümüz Türkçesine çevrilmiş biçimidir.
Rüştü Paşa, Ahmet İzzet Paşa gibi devlet adamlarımızın da bulunduğu, 1905'te isyan eden ve San’a da binlerce askerimizin kuşatılarak açlıktan ölümüne neden olan İmam Yahya isyanından sonra burada bulunmuş, 1908-1909 tedip hareketlerini yürütmüş olan orduda görev almış bir subayımızdır.
Eser, o günkü koşullarda bu uzak topraklara sevk edilen Anadolu evladının bakımsızlıktan, düzensizlikten, sıcaktan yeteneksiz idarecilerden dolayı ve ne çileler çektiğini,binlerce vatan evladının bu uzak diyarlarda nasıl şehit olduğunu yahut sağlığını bu topraklarda bırakıp sakat ve hasta olarak döndüğünü anlatan bir destan gibidir.
Kitap, 1900lü yılların başında Yemenin idarî,askerî sosyal ve ekonomik koşullarını ortaya koyduğu gibi, o tarihe kadar içerdiği tarihî bilgilerle de Yemen tarihi üzerine bir kaynak olma niteliği kazanmıştır.
Bugün 527.970 km kare toprağı, 19.000.000.nüfusu bulunan Yemen, Arabistan yarımadasını güneybatı kesiminde,I. Dünya Savaşı ile emperyalist güçlere terk ettiğimiz bir vatan parçasıdır ve yanlış politikaların kurbanı olan ve bu topraklarda kalmış bulunan şehitlerimiz için söylenen acıklı türkülerle anılır.




Pdf : 








Edhem Eldem, Aksel Tibet, Ersu Pekin - Bir Allame-i Cihan - Stefanos Yerasimos Pdf E-kitap indir



Ayda Arel Prygos'tan Burgaz'a: Osmanlı dünyasında sivil amaçlı kuleler I: Erken dönem ve öncüller 
Tülay Artan Bâbıâli'nin Alay Köşkü yakınlarındaki oluşumu ve Süleymaniye'de bir sadrazam sarayı gezisi 
Jean-Louis Bacqué Grammont 16. ve 17. yüzyılların Üsküdar'ına Bakış 
Evangelia Balta Mikra Asia yani Anatoli adlı Karamanlıca Gazete 
Natalie Clayer Keçi Sütünden Biraya: Osmanlı Sonrası Arnavutluk'ta Sosyal Dönüşümler ve Beslenme 
Étienne Copeaux Refahyol dönemi (1996-1997) karikatürleri üzerine bir çalışma 
Edhem Eldem Ölümüne Kopya; Osmanlı Mezar Taşı Geleneğinde Metin Aktarımı
Füsun Ertuğ Kapadokya'da Bir Köyün Tarihine ve Tarımsal Geçmişine Dair Notlar 
Suraiya Faroqhi 18. yüzyıl Sonlarında İstanbul'da Hıristiyan ve Yahudi Esnaf 
Frédérick Hitzel Sultan'ın Mekke Kervanı 
Fikret Karakaya Bestekârlık Meşki 
Cemil Koçak Otuzlu ve Kırklı Yıllarda Türkiye'de Yahudiler 
Aykut Köksal Ayasofya - Osmanlı Mimarlığı İlişkisi ve Mimarlık Tarihi Yazıcılığının Bakışı 
Benjamine Lelouch Osmanlı Sultanı'nın İktidarı ve Adaleti 
Herkül Millas Türk Edebiyatında Yunan/Rum imajı: Sait Faik 
Derin Öncel İstanbul'u Çalışmak ve Stefanos Yerasimos 
Şevket Pamuk Konstantinopolis'ten İstanbul'a İşçi Ücretleri, 1100-1800
Ersu Pekin,Âşık Çelebi'nin musannifleri, hanendeleri, sazendeleri
Brigitte Pitarakis Bizans'ta Öğrenciler 
Stéphane de Tapia Türkiye'deki Tramvaylar, Metrolar ve Hızlı Trenler 
Şirin Tekeli İstanbullu "Büyük Rum" için birkaç sevgi sözcüğü 
Lale Uluç Zulkadirli Şiraz Valilerinin Son Döneminden Resimli bir Yusuf ve Züleyha Nüshası 
Nicolas Vatin Barbaros Biraderlerin Kökenlerine ilişkin Notlar 
Gilles Veinstein İstanbul'da İlk Daimi Sefaretlerin Açılması 
Marianna Yerasimos Evliya Çelebi Yunanistan'da...




Pdf : 








Slawomir Mrozek - Sazan Pdf E-kitap indir



Bazen taşrada bir devlet memuru, bazen yıllarca ağaç kovuğunda yaşamış bir vahşi, bazen de para kazanmak umuduyla başka ülkelere göçmüş bir adam... Batılılaşan bir Doğu Avrupa ülkesinden komik insanlar, komik hikâyeler var Mrozek'in kitabında. Kısa öykü ustası bir yazarın kaleminden çıkan bu absürd öyküler, ülkemiz okurlarını çok ama çok tanıdık bir dünyaya götürecek. Yaşam karmaşasından seçtiği manzaraları öyküleştiren Slavomir Mrozek keskin bir gözlemci ve büyük bir anlatım ustası olduğunu gösteriyor bizlere.

Karikatürist, oyun yazarı, kısa öykü ustası Slavomir Mrozek 1930 yılında Borzecin, Krakov’da doğdu. Meslek yaşamına gazetecilikle başladı. 1950 yılında ilk karikatürleri yayınlandı. Gazetelerde yayınladığı karikatürler 1953 yılında kitap haline getirildi. Mrozek 1958 yılında, totaliter rejimlerde polisin ve dolayısıyla istihbarat örgütlerinin rolüne değindiği ilk tiyatro oyunu Polis’i yazdı. Bu oyunla üne kavuştu ve 1964 yılında yazdığı Tango, onu dünya çapında bir yazar haline getirdi. Beckett, lonesco ve Dürrenmat'la birlikte çağımızın en büyük tiyatro yazarlarından sayılan Mrozek’in eserleri bugüne kadar bir düzineden fazla dile çevrilmiştir.
Mrozek siyasi sebeplerden ötürü 1963 yılında İtalya’ya iltica etti ve daha sonra Paris’te yaşamaya başladı. 1968 yılında Rusların Çekoslavakya’yı işgaline tepki gösterince Polonya vatandaşlığından çıkarıldı. Uzun süre Fransa, Amerika ve Almanya’da yaşadıktan sonra Meksika’ya yerleşti. 1997 yılından beri Polonya’nın en çok satan günlük gazetesi “Gazeta Wyborcza”da karikatür ve makaleleri yayınlanmaktadır.
Eserlerinden bazıları: Policja (Polis, 1958), Strip- tease (Striptiz, 1961), Tango (Tango, 1964), Woda (Su, 1967), Garbus (Kambur, 1975), Serenada (Serenat, 1977), Letni dzien (Bir Yaz Günü, 1984), Kontrakt (Kontrat, 1986), Wdowy (Dullar, 1992), Opowiadania z Trzemielowey Gory (Trzemielowey Gory’den Öyküler, 1953), Slon (Fil, 1957), Dwa listy i inne opowiadania (Teo’nun Mektupları ve Diğer Öyküler, 1970), Opowiadania (Öyküler, 1981). 





pdf : 






Nikolay Gogol - Petersburg Hikayeleri Pdf E-kitap indir



Nikolay Vasilyeviç Gogol, bu kitapta yer alan "Bir Delinin Güncesi ”, “Kaput" (Palto), “Burun”, “Fayton ve Neva Caddesi’’ adlı öykülerinde (tümü birden Petersburg Öyküleri diye anılmaktadır) küçük insanın ezikliğini alaycı bir dille sergiler. Gogol’ün yapıtlarına acı gülücükler, gözyaşları arasında beliren gülücükler egemendir. Dostoyevski “Biz hepimiz Kaput tan çıktık’’ diyerek küçük insanın yazgısını dile getiren Gogol’ün Rus edebiyatındaki yerini vurgulamaktadır.
Taraş Bulba ise yurtsever bir Kazak atamanının kahramanlık destanıdır.

Nikolay Vasilyeviç Gogol, 1809’da Ukrayna’nın Bolşiye Soroçintsi kasabasında doğdu. Çocukluğu mülklerinin bulunduğu Vasilyevka köyünde geçti. Öğrenimi sırasında edebiyata ve tiyatroya duyduğu yakınlık nedeniyle okul gazetelerine şiirler ve romantik öyküler yazdı. 1828’de liseyi bitirdi, Petersburg'a gönderildi. Edebiyat çevrelerine girme arzusu başarılı olmayınca kendini başkent ortamından soyutlayarak edebiyat çalışmalarına hız verdi.
Tarih öğretmenliğine başladı, Puşkin'le tanıştı. Dikanka Yakınlarındaki Bir Çiftlikte Geceler adlı öyküler toplamı 1831 -32’de yayımlandı ve kendisine, beklenen ünü sağladı. Petersburg Öyküleri, Müfettiş ve Ölü Canları yazdı. Sonraları içine girdiği dinsel havanın etkisiyle Ölü Canlar ın ikinci cildini yazdı, ama beğenmediği için yaktı. Kudüs’e gidip hacı olmasının ardından Ölü Canların ikinci cildini yeniden yazdı ama yine yaktı. 1852 yılında girdiği ruhsal bunalıma dayanamadı ve çıldırarak öldü.





pdf : 






Kostas Mourselas - Kızıla Boyalı Saçlar Pdf E-kitap indir



Kostas Mourselas'ın 'Kızıla Boyalı Saçlar' adlı yapıtı okura meydan okuyan, okuru uyaran, kızdıran bir roman. Erotik, duygusal, bayağı, çirkin, dehşet verici... yalın anlatımı olan, mizah dolu, alaycı, sert eleştirilerle dolu bir kitap. 

Asıl olarak da, egemen sisteme ve o sistemi bir nedenle içselleştirenlere karşı müthiş bir eleştiri. Çağdaş Hamletler, Zorbalar, kutsallaştırılan serseriler, fahişeler, genelevler, mahalleler, gecekondular, erkek delisi kadınlar, üçkağıtçılar, küçük burjuvalar, eski solcular, geçmişin idealistleri olan günümüzün 'başarılı' işadamları, dolandırıcılar, rezil kişiler, insanlara değil aynadaki görüntülerine aşık olanlar, bir dönemin ve insanlarının resmi. 





pdf : 






Laurence Sterne - Duygu Yolculuğu Pdf E-kitap indir



Geçen yüzyılda Dostoyevski, Rus edebiyat geleneğinin içindeki yazarlık çizgisini vurgulamak amacıyla, "Hepimiz Gogol'un paltosundan çıktık!" demişti. Bizler de şöyle diyebiliriz belki: "Bütün modern edebiyat Laurence Sterne'ün cübbesinden çıkmıştır!"

Evet, deyim yerindeyse bütün modern edebiyat bu cübbeden çıkmıştır. Çünkü Papaz Laurence Sterne 1759'da birinci cildi yayımlanan ilk eseri Tristram Shandy'nin yaşamı ve Görüşleri ile edebiyat dünyasından son derece yenilikçi bir çığır açmış olan öncü bir yazardır. Yenilikçiliğinin temelinde, geleneksel öyküleme anlayışını ve olay örgüsünü bir yana iterek yazıya, tıpkı yaşamda olduğu gibi, doğal bir esneklik ve canlılık getirmeye çalışması yatar. Bu yanıyla o yurttaşı İrlandalı Joyce ve Beckett gibi yazarların ağababası sayılabilir. "Bilinç akışı" tekniğinin savunucularından Virginia Woolf'un kendi yazarlığından Sterne'den bunca esinlenmesi nedensiz değildir. Filizof John Locke'un "fikirlerin çağrışımı" kuramından etkilenen Sterne, daha 18. yüzyılın ortalarında, insan zihninin doğal işleyişine kağıt üzerinde uygun düşecek bir yazı ritmi yaratmaya çalışmıştır. Nitekim, kendi yaşam yolculuğunun sona erdiği 1768 yılında yayımlanan Duygu Yolculuğu'nun açılış cümlesi bu yenilikçi anlayışın somut bir örneğidir: "Fransa'da, " dedim, "bu işlerin daha bir kolayını biliyorlar."

Yani roman, sıradan bir konuşma üslubuyla açılır. Laurence Sterne'ün Duygu Yolculuğu'nu yazarken gütttüğü kaygı, Fransa ve İtalya'da yaşadıklarını, geleneksel gezi kitaplarındaki gibi öykülemek, oralarda tanık olduğu farklı davranış kalıplarını geleneksel biçimde betimlemek dğildir. Onun bakış açısı özellikle ve öncelikle öznel'dir. Onun kaygısı kendi duygularını dışarı vurmaktır. O yalnızca kendiş heyecana ve tutkularının peşine takılır, yaşadığı şeylere her an hareket halinde olan bir zihnin gözüyle bakar; yazarken bakış açısı her an değişir; konudan sapmaya eğilimli, hınzır ve eğlendirici üslubu daldan dala konan bir kelebek gibidir. İşte bu yüzden, Virginia Woolf'un da vurguladığı üzere, yolda rastladığı "ölmüş bir eşek" onu "devasa bir katedral"den daha çok ilgilendirir.

Eğer insan yaşamını bir "yolculuk" metaforuyla dile getirmek mümkünse, bu yolculuğa, günümüzün "paket-tur" yolcularu gibi önceden ölçülüğ biçilmiş hazlarla değil, tıpkı Sterne'ün anlatmaya çalıştığı gibi, "özel ve öznel" duygularla çıkmayı bilenler için birkitap Duygu Yolculuğu..





pdf : 






Marquis De Sade - Juliette 1 Pdf E-kitap indir



"Sade zaten var olan sadizmi icat etmedi fakat büyük bir doktorun virüsü bulması gibi onu keşfetti... Sade bizim anarşik ve kontrolsüz olan seksüel içgüdümüzü keşfetmemizi sağladı."

"Sade batı tarihinin en radikal zekalarından, ruhsal hayatın bazı temel yanlarını oluşturan, çılgınlıkla soğuk rasyonelliğin hayret verici birleşimine değinen biriydi... Ardında yetenekli korkutucu fakat daha çok aydınlır bir figür bıraktı."

"Sade bizim dönemimize doğru yüksel sesle sesleniyor ve biz bu dönemde onun açığa çıkardığı gerçekelri yaşamalıyız 

not: bu kitabın baskısı yok, artık 3 kitap tek kitap halinde basıldı , tadımlık olarak paylaşıyım dedim





pdf : 






Andre Malraux - İnsanlık Durumu Pdf E-kitap indir



Çen cibinliği kaldırmaya kalkışacak mıydı? Cibinliğin
üstünden mi vuracaktı yoksa? Sıkıntı midesini buruyor,
kavuruyordu. Gözüpek bir adam olduğunun bilincindeydi.
Ama şu anda bunu düşünecek durumda değildi;
aptallaşmış gibiydi. Gölgeden de belirsiz gövdenin
üstüne tavandan dökülen beyaz tül yığını onu büyülemişti:
Tülün arasından, uyuyan, yarı yarıya kıvrılmış
fakat yine de canlı — insan etinden — bir ayak çıkıyordu.
Yalnızca komşu binadan jşık sızıyordu: pencerenin
demirleriyle bölünmüş, soluk elektrik ışığından bir dörtgen.
Demirlerden birinin gölgesi yatağın üstüne, ayağın
hemen altına düşüyor ve sanki yaşamı vurguluyordu. Aynı
anda dört, beş klakson sesi birden işitti. Onu bulmuşlar
mıydı? Savaşmak, kendisini savunan, uyanık düşmana
karşı savaşmak!.
Gürültü dalgası uzaklaştı: Birkaç otomobil yığılmış
olmalıydı caddede (orda, insanların dünyasında hâlâ
trafik sıkışabiliyordu demek ki...) Kendisini yeniden yumuşak
tül yığınının ve ışık dörtgeninin karşısında buldu.
Her ikisi de, zaman kavramının yok olduğu bu gecede
kımıltısızdılar.
Bu adamın ölmesi gerektiğini İrendi kendine yineleyip
duruyordu. Aptalca bir şeydi bu: Onu öldüreceğini
biliyordu pekala. Yakalanmış, yakalanmamış, idam edilmiş
edilmemiş, bu önemli değildi. Var olan tek şey, bu
ayak, kendisini savunmasına fırsat vermeden öldürmesi
gereken bu adamdı. Çünkü, kendisini korumaya zaman
bulduğu anda, yardım istemek için haykırabilirdi... 





pdf : 






Rainer Maria Rilke - Sonuncular Pdf E-kitap indir



Rainer Maria Rilke - Sonuncular
Cem Yayınevi
İstanbul, 2009
Çeviri: Kamuran Şipal
152 Sayfa
PDF [Tek Sayfa]





pdf : 






Responsive Full Width Ad

Copyright © 2016 Grow Castle Turkiye, powered by Blogger.